1828 yılında bir konakta dünyaya gelen belki de en önemli yazarlar arasında bulunan Tolstoy karşıtı bir şekilde devam ediyorum yazmaya. Yıllardır süregelen bir yazma eylemini yayma girişimim var. Hem de Rus edebiyatının en önemli isimlerinden birisinin tam tersi düşünerek yapıyorum bunu. Çünkü Tolstoy, düşündüklerinizi yazmaya değer bulmadığınız zamanlarda yazmayın sözünü eklemişti bir defasında. Bunu okudukça ve üstüne düşündükçe ne demek istediğini anlıyorum. Ancak yine de kabul etmek pek mümkün olmuyor. Herkesin yazar olmasını ya da yazmasının mümkün olmadığını anlatıyor belki de. Zorlama yazılar çıkmasın ortaya diye de düşünmüş olabilir. Tüm bunlara hak vermeye çalışıyor bir tarafım. Bununla birlikte düşüncelerin birbirini kovaladığı her akşam vaktinde aklıma geliyor. Sonrasında da hak vermediğimi ilan etmek istiyorum.
Yazmanın Verdiği Güce Hayranım
Ey diyerek söze başlamak istiyorum belki de. Ey Tolstoy, insanların her şeyi yazabilmeleri mümkün iken neden dursunlar ve delirmeye başlasınlar ki… Delirmek değil midir yazamamak. Hele de konuşmayı çok sevmeyen birisi için. Mesele benim için en azından. İtiraf etmediğim tek bir saniye yok bunu. Anlatmayı ya da bir şeyleri ifade etmeyi yazarak yapmaya hayranım. Çünkü yazınca ölümsüz oluyor düşünceler ve duygular. Sözlü eserlerin günümüze kadar kalamaması korkutmuyor mu seni de. Ne gerek var sözlerin kulaklara yetişmesinde. En güzeli yazmak değil midir sence de?
Tolstoy Karşıtı Düşünceler
Her seferinde anlatmak değil aslında salt olan. Başkaları için yazmanın tarifi olmadığını gayet iyi biliyorum. Buna karşın yine de insan, kendisi için de yazar. Düşüncelerin ya da duyguların yazmaya değer olup olmadığına kim karar verebilir ki? Bir düşüncenin gerçekten değersiz olduğunu hangi kuruluş belirliyor mesela? Neden bu düşüncelerin üzerine değersiz mührü vurmaya bu kadar istekli insanlar. Evet, Tolstoy karşıtı düşüncelerin getirdiği sorular bunlar. Bunlara cevap verecek insanların varlığı da ürkütmüyor değil beni. Yine de insanın içindekini yazmasıyla başlar her şey. Var olma çabası içindeki insandır yazmayı seven. Yazdıkça iyi hissetmenin ve iyileşmenin kıymetini bilenlerin sayısı da sevindiriyor bir yandan. Hem sana bana bilgi veren yazılar deryası değil midir?
Yazma Tavsiyeleri
Eğer bir köşede sıkılmış ve nefes alacak bile takatiniz kalmamışsa yazmaya başlayın. Kendinizi yazmanın gücüne bırakmanızı tavsiye ederim. Kimsenin olmadığı bir sokakta gece lambası gibidir yazmak. Sizi belki doğru yola iletemez ama var olduğunuz alanı ışıltılı hale getirir. Belki de çok daha fazlasını da yapabilir. Bunu görebilmemiz için yazmaya başlamanız gerekir. Ne zaman mı diyorsunuz? Hemen, şimdi. Bir dakika bile kaybetmeye tahammülünüz olmadığı o zaman içerisinde.