Hızlı adımlarla yürümemin sebebi, ezan sesinin her an kulağıma gelme ihtimaliydi. Bir an önce yetişmem gerekiyor düşüncesi hemen her zaman benimledir. Yine öyle oldu ve adımlar birbirini kovaladı. Sonrasında caminin olduğu sokağa girerken bir şey dikkatimi çekti. Yeşil yazıların olduğu bir araç… Cenaze aracının yanında geçerken çok farklı duyguları bir arada hissettim. Etrafındaki insanların bakışları arasında heybetimi koruyamadım. Ağlayan teyzelerin neler hissettiğini anlayacak imkanım yoktu. Çünkü çok daha fazlasının aslında içlerinde olduğunu fark ettim o an.
Cenaze Namazında Duygular
Caminin dışına adım attığımda ise insanların sayısı çok daha fazlaydı. Büyük bir kalabalık yoktu belki ama yine de yeterliydi. Ardından bakışların bende olduğunu fark ettim. Bununla birlikte her zaman aynısını yaşadığımı da eklemem gerekiyor buraya. Çünkü ne zaman kalabalık halindeki insanlara baksam hep bendeydi bütün gözlerim. Belki de benim hissim böyleydi her seferinde. Cenaze aracında duran tabutun yanına geçtim ve merak duygumu yine kontrol edemiyordum. Birkaç dakika geçtikten sonra kalabalıkta bir hareketlenme oldu. Ancak çoğu yaşlı olan bu insanların pek hali de yoktu. Acaba bundan dolayı mı gözler benim üstümdeydi? Bu sefer gerçekten gözlerin bana döndüğünü fark ettim. Evet, benim düşüncem ya da hissim değil bu. Benden beklentilerini fark ettiğim anda tabuta omuz vermek geldi aklıma. Yavaşça yaklaşıp biraz geriye çektim kendimi.
Ön kısmından aldım omzuma ve cami avlusuna doğru hareket başladı. En önde benim bulunmamdan hareketle kendimi bir bakıma şoför hissettim. Ancak o kadar da basit değildi bu şoförlük. Çünkü çok daha ağır bir sorumluluk var sırtımda. Hayatımın en büyük ağırlığını taşıyorum desem yalan olmaz. Bana imamın işaret ettiği musalla taşına doğru ilerledim. Yavaşça bir bırakma ve iç çekme benden geldi. Ağlayan insanların arasında kendimi daha fazla yıpratmamak için yine gerilere doğru ilerledim.
Tabuta Omuz Vermek İle Başlar
Bir insanın tabuta omuz vermek ile ilgili düşünceleri nelerdir? Bunu düşünmeye fırsat olmadan cenaze namazını kıldık. Tekrar tabutun arabaya taşınmasına yardım etmek için öne ilerlerken bir anda bambaşka şeyler yaşadım. Tabutun yanında durup hazırda beklememin doğru olacağını düşünmüştüm. Ancak bu da ne şimdi? Bir anda herkes sıraya geçerek elimi sıkıyor ve “başınız sağ olsun, sizlere Allah sabır versin oğlum,” diyordu. Sıranın ucunu görebilmem mümkün değildi. Çünkü bir anda herkesin yığılmasıyla elimi sıkanların sayısı artmaya başladı. Birileri gelip bana sabır diliyor, başın sağ olsun diyerek sarılıyordu. Ardından karşılık cümleleri bekleyenlerin sayısı da az değildi. Neler olduğunu çok geçmeden anladım. Ancak yine de duygu geçişleri bana fazla geldi.
Kendimi cenazenin sahibi hissetmem an meselesiydi. Daha bırakın rahmetlinin adını bilmeyi, cinsiyetini bile tahmin edemezdim. Kim acaba, nasıl öldü, neden öldü gibi sorular aklımdan geçerken ben, el sıkma faaliyetine devam ediyordum. Ardından seyrek hale gelen cami avlusuna giren yaşlı bir teyzenin bana sarılmasıyla şaşkınlığım başka bir boyuta geçti. Ağlayan gözlerle teşekkür ediyor gibiydi. Her ne kadar tam olarak cümleleri anlamasam da cenazenin başında durmamdan ötürü sevincini hissettim. Bir yakınlık olmamasına rağmen bu duyguları bana hissettirmesi insanlığın dönüm noktası olmalıydı.
Mihenk Taşı Anlar
Bir tabuta omuz vermek basit gelebilir mi size? Her gün gördüğümüz cenaze törenleri, duyduğumuz sela sesleri neleri içeriyor? Kapsamlı bir düşünceler iklimiyle ayrıldım cami avlusundan. Gözlerimden yaş gelmedi diyecek kadar da katı yürekli değilim. Ancak çok daha fazlasını hissettiğimi bilmeniz gerekiyor. Bilhassa insanların gözleriyle olan temasım başka alemlerin bir mucizesi gibiydi. Bununla birlikte bir cenaze namazından çok daha fazlasını kılmanın hissini ilk kez yaşadım. 2023 yılının herhangi bir Cuma günü olan bu olayı başlangıç kabul etmem yanlış olmaz. En azından benim hayatımın sadık duyguları için bir temel taş görevidir.