Manevi değeri yüksek oruç ibadetinin yapılırken Ramazan yorgunluğu ilk haftalarda çok belirgindir. Hemen herkeste en az 3 gün olacak şekilde uykusuzluk, halsizlik ve yorgunluk belirtileri vardır. Bu süreç için ise maksimum süre 1 haftadır. Çok daha fazla olması durumunda kişinin beslenme açısından yanlışlıklar yaptığı ortaya çıkar. Peki, Ramazan günlerinde yorgun olmamak için neler yapılabilir? Sizlere sağlık sorunu olmadan ve problem yaşamadan kaliteli oruç için püf noktalarını hazırladık.
Gün içi öğünün ikiye düştüğü oruç halinde kişinin suya ihtiyacı artar. Lezzetlerin çok daha değerli olduğu bugünlerde mutlaka iyi bir strateji belirlenir. Aksi durumda bedenen bir yıpranma kaçınılmaz olur. Yıllık bir detoks olarak da vücudunun yenilenmesi için Ramazan en ideal dönemdir. Halihazırda vücudun toksinlerden kurtulması adına bu dönemi seçmek beraberinde faydalar getirir. Ayrıca hemen herkes de görülen yorgunluk ve bitkinlik sorunlarına da çözümler vardır. Bununla birlikte kişinin kronik rahatsızlıkları sahip olmaması gerekir. Aksi durumda ise saat başı esneme ya da devamlı yataktan çıkmama istekleri olabilir. Peki, oruçluyken neden yorgun oluruz?
Oruç Tutarken Yorgun Olmanın Nedenleri
Günlük olarak aslında insan vücudu, gece saatlerinde toksin atarak rahatlama sağlar. Ancak Ramazan ayı boyunca uzun saatler aç kalınmasıyla bu işlem, gündüz saatlerinde ollur. Susuz ve aç kalınması sonucunda toksinler hızlı bir şekilde çıkar. Bundan dolayı aniden belirgin hale gelen yorgunluk oluşur. Bu durum uyku hali yaşanmasına neden olurken aynı zamanda kişi, son derece bitkin kalır. Sinir ve sindirim sistemlerinin hızlı çalışmasının yanında beyin melatonin üretmeye başlar. Uykuya dalma veya uykulu olma hissi de buradan gelir.
Ramazan Yorgunluğu Önleyen Besinler
Hem iftar hem de sahurda doğru besinlerin alınmasıyla yorgunluk, halsizlik durumlarından uzak kalmak söz konusudur. Halihazırda ilk akla gelen besin şüphesiz ki hurmadır. Ayrıca kayısı ya da gün kurusu gibi yemişlerle de toksin atma sonrasındaki halsizlikten kurtulma mümkündür. Bunların haricinde mutlaka potasyum, magnezyum ve sodyum minerallerine sahip besinleri tercih etmelisiniz. Özellikle yeşillik yanında tavuk ya da et tüketimi de belirli oranlarda olmalı.
İftar ve sahur ikilisinde 2,5 litre su tüketimi minimum olarak açıklanır. Bilimsel verilerde ortaya konan duruma göre bir kişi, yalnızca suyu en az bu oranda içmelidir. Ayrıca şekersiz olması kaydıyla Türk kahvesi ve çay tüketimi de iftar sonrasında yapılabilir. Ancak asitli içecekler son derece zararlı ve yorgunluk getirici etkiye sahiptir. Şerbetli tatlıların yerine sütlü tatlı seçimleri yapmak da önem taşır. Bunun yerine dondurma tercihi ise en iyisi olacaktır.
Sahur için yumurta, peynir, süt ve yoğurt dörtlüsü olmazsa olmazdır. Hem kalsiyum hem de protein ihtiyacını bu besinlerle karşılayarak güçlü bir direnç ortaya konur. Yorgunluğun olmaması için yemeklerin yavaş bir şekilde tüketilmesi de yine gereklidir. İftar ardından bir elma ya da armut gibi besleyici meyve tüketimi de yardımcı olur.