Pozitif İslam Anlayışına Geçiş

Kavramlar arasında boğulmadan bir bakış atmak pozitif İslam üzerine. Yüzyıllardır devam eden İslam yorumlamaları artık yeni düzlem içerisinde değerlendirmeye açıktır. Halide Edip başta olmak üzere birçok önemli yazarın eserlerinde geçen İslam anlayışına bakmamızla bunu yapabiliriz. Evde bulunan yaşlı insanlar, camide imam, mahallede komşular… Tam anlamıyla bir toplum baskısıyla ortaya çıkan İslam bakış açısına göz atmamız neler sunar bize? Nasıl bir İslam penceresi var karşımızda sizce? Bir konu hakkında mevzu açtığımızda korkutucu yönler akla gelir mi?

Tek Bir İslam Var Mı?

Binlerce yıldır devam eden anlayışta kutsal olanların korkutucu yönleriyle toplumlar dizayn edilir. Allah’ı sevdirmek yerine korkutmakla insanların biat etmesini sağlamaya çalıştık. Cehennemin ne kadar yakıcı olduğunu anlattık. Ardından günahların kötü ve öcü olduğunu bildirdik. Bunu yapma, şunu söyleme diyerek toplumun küçüklerini eğitmeye çalıştık. Bu baskıyı kaldıran insanların itaatkâr olması da bir ölçüde sağladık diyebiliriz. Ancak korkutucu etkilerin kaçırdığı insanlara bir şey yapamadık. Onları güçsüz ve aciz gördük. Hatta Allah’ın bazı şeyleri nasip etmediğini belirterek kendimizden ayırdık. Burada nasıl bir İslam sunuyoruz diye düşünmeye başlamamız gerekiyor artık. Elbette ki tek bir İslam var, diyenler çıkacaktır bu sözüme karşılık. Ancak meselenin özüne baktığımızda bakış açımıza göre değişen bir İslam var.

Pozitif İslam Anlayışı

Şüphesiz ki kötülükler yapanların içine gireceği bir cehennem vardır. Ayrıca insanları korkutma yoluyla dine döndürme taktiği de bazen işe yarayabilir. Ancak burada baş köşe markamız İslam olursa bunu daha iyi anlamak gerekiyor. Güzelliklerin olduğu bir bahçe gibi tasvir etmemiz daha sıcak bir his sunar. Mükemmel bir huzur vaat eden bir yapı sunulması ve mutluluk kaynağı olması da gerekmez mi? Cenneti özendirmek ve kazanmanın gücünü göstermek de var pozitif İslam anlayışımda. İyilik yapmanın mükafatlarını anlatarak insanları cezbetmek çok daha kolay yol.

Cazibesi olan bir noktaya insanları getirmenin kolaylığından faydalanmak hep mümkündür. Söz konusu diğer olumsuz durumlara karşı bunu yapmanın etkisi de fazla olur. Kızgın, öfkeli, sinirli bir yüz portresi olması şart değildir. Güler yüzlü insanların sakin bir konuşmayla kibar ve nazik olmasını sağlamalıyız. Kişiler üzerinde baskı kurmanın artık işe yaramadığını anlamalıyız. Mutlaka ki sevginin korkudan daha güçlü bir duygu olduğunu öğrenmeliyiz.

Vahşi Örneğinden Hareketle

Hz. Hamza’yı şehit eden bir Vahşi hikayesi duruyor tam önümüzde. İslam için ilk yılların en etkili birkaç isminden biridir Hz. Hamza. Peygamber Efendimiz’ in amcası olmasının çok ötesinde destekleyici unsurudur. Bir anda gelen mızrakla şehit olması, yüreğinin parçalanması ve sonrası… Ne üzücü yıllar diye bakarsanız Allah’ın en sevdiği kulunun ağlamasını hissedersiniz yüreğinizde. Günlerce geçmeyen bir yaranın izine ulaşırsınız. Hiçbir acı bu kadar derinden olmamıştı, desek yanlış olmaz. Çünkü bizzat Allah’ın Peygamberi, acısını bir ömür boyu yaşadığını gösteriyor davranışlarıyla. İşte, bu acıya sebep olan Vahşi için Allah’ın ayetleri durmuyor. Defalarca inen ayetlerle adeta Allah ile Hz. Vahşi arasında bir konuşma cereyan ediyor. Böyle bir durumda bile Hz. Peygamber Efendimiz’ in şefkati, merhameti, inceliği bizlere rehberdir.

Hiçbir şartta pozitif İslam esaslarından taviz vermediğini gösteriyor. Sonrasında Hz. Hamza’nın katili “cani Vahşi”, bizler için “Vahşi Efendimiz” halini alıyor. Her ne kadar “benden uzak dur, çünkü aklıma amcam geliyor,” buyursa da Hz. Muhammed Mustafa, onu da kabul ediyor. Cennetin belki de en üst köşelerinden birisinde bulunacak Hz. Vahşi. Bu kazanımın başlı başına pozitif İslam örneğidir. Affetme, bağışlama, cennet mükafatı ile sevdirme hadisesi cereyan etmiştir. Buradan hareketle barış ve sevgi dininden sertlik, şiddet çıkarmak başlı başına hatadır. İyilik yapacağım derken tuzağa düşmektir. Hizmet ediyorum derken başlı başına bir kötülüktür. Bundan dolayı da İslam içerisindekilerin verdiği zararın boyutları her zaman çok daha fazla olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir