Otuz Yaş Sınırı

otuz yaş sınırı

Kirlenmiş dünyanın ortasında otuz yaş sınırı duvarı karşılıyor beni. Günler, aylar, yıllar geçmiş haberim olmadan. Ölmeden önceki son yıllar başlıyor artık belki de. En azından insanın içi ölüyor bu yaşlarda. Hayalleri olmayan insanların çektikleri acılar başlıyor. Sonrasında göklere kadar uzanan çığlıklar duyuyor insan. Belki fark etmiyor hiçbiri ama sen yine de yaşıyorsun. Ayrıca yaptığı planları altüst olmuş insanları daha net görüyor.

Şimdiden düşünüyorum aslında. Sen olsaydın otuz yaş sınırı zamanında. Acaba nasıl olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Evet, düşünüyorum işte bunu hem de her gece. Otuz yaşında olmaya adım attığımda yanımda seni görmek isterdim. Yine, yapma lütfen, sözleriyle başlama. Sakın bana karşılık verme. Çünkü bu mektubu ben yazıyorum ve senin her cümleye cevap vermeni kabul etmiyorum. Ardından yine tartışmak…. Sonrasında yine üzülüp kırılmak…. İstemiyorum bunları. Ayrıca seni de senden daha çok sevmenin bedelini hep ben ödüyorum.

Otuz Yaş Sınırı Yok Oldu

Günümüzde insanların koşturma içerisindeki yaşamlarına tanık oluyorum. Senin göremediğin o kadar çok şey oldu ki. Daha fazla koşturmaya başladı hem de herkes. Kimsenin itirazı yok olanlara. Herkesin tek istediği her şeyin daha fazlası. Biraz daha fazlasına sahip olmak için otuz yaş sınırı önemsiz oldu. Ayrıca kırk ve elli yaş sınırı da artık konuşmalarda bahis mevzusu bile değil. Hani bu dünyada yaş önemliydi. Bununla birlikte insanların tek geçerli olduğu şey yaş değil miydi? Herkesin ilk önce yaşını sorup karar vermeye çalışmak tek gerçek değil miydi? Şimdi ise artık bitmiş durumda insanlar.

Otuz Yaşın Amacı

Aslında düşününce hak veriyorum onlara. Çünkü otuz yaş sınırı dediğimizde bir anlam çıkıyor ortaya. Halihazırda bu anlamın bir değeri yok. Çünkü yirmi, otuz, kırk yaşında olmanın manası kalmadı. Herkesin ruh yaşı yetmiş ve hatta seksen oldu bence. Nerelisin diye sormaya başlamadıkları gibi yaş konusu da merak edilmiyor. Hepsinin tek amacı var çalışmak ve kazanmak. Daha zeki olduklarını sananlar için ise çalışmadan kazanmak. Ancak fedakar insanlar çalışarak kazanmamaya devam ediyor. Buna canı sıkılan tek kişi kim, biliyor musun? Evet, benim. Ya ne olmasını bekliyordun ki? Buna kafa yormayacak kadar acımasız kalbim yok.

Cenazemde Ağla

En büyük isteğim aslında cenazemi görebilmek bu koca şehirde. Hayal etsek de sen de olsan benim yanı başımda. Yağmurun sel haline getirdiği yolda yürümek… Sonrasında tabutum elden ele geziyor baksana. Herkesin başının üstünde nihayet yerim varmış, hissediyorum. Ardından mezarlığa geliyoruz ve son bir kez bakıyorlar bana. O sırada deli gibi ağlamanı istiyorum senin. Ben olmadan da acımı hissedecek tek kişinin sen olmasını talep ediyorum. Senden önce sevdiğinin gitmesinin ne demek olduğunu anlamanı arzu ediyorum. Hıçkırarak ağlar mısın benim için? Yalnızca tabutumun başında değil, her gece yatağında. Çünkü benim tahta yatağım çürüdü gözyaşlarımla.

One Reply to “Otuz Yaş Sınırı”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir