1533 yılının 28 Şubat günü dünyaya gelen Fransız yazar Michel de Montaigne denemeleri şüphesiz ki kendisi için yazmıştır. Kendisini tanıtma amacı taşısa da Avrupa için halen başyapıttır. Çünkü serbest düşünmenin ilk örneği olan bu eser, anlattıklarından ziyade anlatmasıyla etki eder. 16.yüzyıl Avrupası için bir başkaldırı niteliği taşıdığını söylemek de yanlış olmayacaktır. Rönesans felsefesi çağı ve hümanizm etkisindeki bu dönemle ilgili bilinmesi gerekenlerin sayısı da oldukça fazladır. Peki, tüm Avrupa’yı yüzyıllarca tesiri altına almış bu eserde neler içerir? Ünlü Fransız yazar ve fikir adamı Montaigne denemeleri neler anlatır?
Montaigne Denemeleri Nedir?
Doğrudan kişisel görüşlerini ve çeşitli konulardaki fikirlerini beyan eden Montaigne, farklı hususlara değinir. Kişinin kendisini anlatmasıyla kazandıklarının altını çizer. Kitaba başlangıç konusu da bizzat kendisidir. Nasıl yazmalı ve neden böyle şeyler yazdığını sade dille belirtir. Sonrasında hayat ve felsefe üzerine düşünceler sıralar. Bilgi ve Düşünce, Yaşamak ve Çalışmak, Ruh ve Beden, İnsan ve Ötesi gibi konuları da peşinden gelir. İki ayrım yaparak hayata baktığını yerden gördüklerini de gösterir ünlü yazar. Dostluk ve aşk üzerine yazdıklarıyla beraber hemen her konusunda tarihe atıfları vardır. Paris için en güzel yer tanımını yaparken Tanrılar ve Filozoflar konusunda da çokça değinir. Bununla birlikte birçok açıdan kendisini zorlayan hastalığından da bahseder.
Konularına Göre Montaigne Denemeleri
Halihazırda insanın en baştan yaşadıklarıyla sona kadar gelen süreci özetler kendince. Varlığın ortaya çıkışı, kölelik ve sonrasındaki ölüm özgürlüğü de en dikkat çekici konuları arasındadır. İnsan bitmek bilmeyen isteklerini gösterirken nasıl bir insan olmalı, üzerine de kafa yorar. Bilgelik, Mutluluk ve Öfke üstüne yazdıkları da bir başyapıt olmasını sağlar. Doğrudan kendince fikirleriyle insanları etkileyen ve kendisini var eden Montaigne denemeleri büyük öneme sahiptir. Bireyin ne kadar değerli olduğunu gösteren ilk Batılı eserdir. Yalnızca toplumlar ya da olaylar değil, insanın kendisi bir değere sahiptir. İşte, bunu ortaya koyan kişi de Montaigne olurken neler anlattığına bir göz atalım birlikte.
Kendini Tanıyan Montaigne Düşünceleri
Her şeye kendisiyle başlayan Montaigne, farklı mitolojik unsurlara gönderme yapar. Eski Yunan kaynaklarından da beslenir. Hem iyi hem de kötü taraflarını mutlaka bilmeli, derken de yine tanımaya dair önemi vurgular. Bu durumun övgü olmadığının ise altını çizer. Kişinin kendisini değersiz kabul etmesini ise budalalık olarak yorumlar. Ne korkak olmalı insan ne de budala derken Aristo’nun yaklaşımlarından da örnekler verir.
Felsefeye Dair Düşünceleri
Sert ve çatık kaşlı biri gibi felsefenin tanımlanmasına itiraz eden Montaigne, hayata karşı duruşunu da açıklar. Ruh sağlığı için felsefeye ihtiyaç vardır ona göre. İnsanın bilgeliğe sahip olması da düşünür olmasından geçer. Kişinin kendi yeteneklerini araştırması, öğrenmesi sonucunda var olacaklarını müjdeler. Mutlaka aile ya da baba tesirinde olmamalıdır. Herkes bireysel yeteneklerine göre dünyaya varlığını gösterir.
Var olan kanunların ise uygulanmasından şikayet eder. Kanun koyucu kişileri budala kabul ederken zorunlu olduğu için uygulandığını belirtir. Bununla birlikte kanunların kesin doğru olmadığını da ilan eder. Gerçek felsefe ise sağlam bir iradeyle ve dürüstlükle gelir. Platon’a dair söyledikleri ve aldıkları da eğitim düzeyini gösterir niteliktedir.
Aşk Ve Kadın Meselesi
Aşkın büyüleyici olduğunu söyleyen Montaigne denemeleri, birçok farklı tarihi kişiliğe de yer verir. Büyük İskender’in cinsellik ve uyku sayesinde ölümlü olduğuna inanmasına atıf yapar. Kadınların ise birçok yönden geri planda kalmasına itiraz eder. Yemek yerken bile kadınların seslerinin gelmemesi için farklı bir yerde olmalarını anlayamaz. Toplum içindeki durumlarla ilgili olarak gösterişin gerçekliğini gösterir. İnsanların salt bir görüntüden ibaret davrandıklarını da yine ilk kez O söyler.
Son derece detaylı konularla kişisel düşüncelerini katıksız ortaya koyan Montaigne denemeleri günümüzde de başyapıttır. Halihazırda ilk olmasının yanı sıra en değerli şekilde oluşması da dürüstlüğünden gelir. Hayatının büyük bir kısmını sağlık problemleriyle geçirmesine karşın sanatıyla ölümsüzlüğe uzanmış bir yazardır.