Doğruluk Gerçeklik Kavramları Arasındaki Bağ?

Felsefi yaklaşım birçok açıdan değerlendirmesi özel olan hususları baz alırken doğruluk gerçeklik ile ilişkisi bundan ibarettir. Temel anlamda baktığımızda doğruluk ile gerçeklik aynı gibidir. Ancak doğru olan her şeyin gerçeklik içerisinde karşılığı var mıdır sorusu söz konusudur. Hızlı bir giriş yapmamız gerekirse doğruluk, var olan bilginin nesnesine göre uygun olup olmamasıdır. Burada önemli olan husus bir bilgi yani veridir. Bunun kıyası ise nesneyle olan uygunluğuna göre mümkün olur. Diğer yandan gerçeklik ise aslında temelde bir varlıktır. Mutlak surette varoluşunu tamamlamış bir unsurdur.

Gerçeklik Algısı

İnsan zihninden çıkmış varlığı temel alır gerçeklik unsuru. Bununla birlikte bağımsız olduğu kadar hayali bir durum değildir. Çünkü doğrulanabilir olması için tüm verilerin bu gerçekliğe dayanması gerekir. Doğruluk gerçeklik ile işte burada tam anlamıyla ayrı düşer. Çünkü bir önerme ya da inanç olabileceği gibi kanaat durumları da doğruluk kabul edilir. Doğru olma özelliği bulunan her türlü unsurun bunla bağı vardır. Bu sayede zihinde dolaşan bilgilerin ya da isteklerin doğru olup olmamasını belirleyen gerçeklik kavramıdır.

Doğruluk Gerçeklik Kavramında Anlam Kazanır

Bir çeşit önerme ya da kuramlar bütünü olan doğruluk bu anlamda farklı bir rota çizer. Dilsel öğe niteliği olduğunu söylememiz de yanlış olmayacaktır. Özellikle sanat eserlerine baktığımızda felsefi yaklaşımlarda doğrunun aranması buna bağlıdır. Mutlaka doğruluk kuramı oluşturarak inceleme yapabilir, sonuçlara varabiliriz. Gerçekliğe uygun hale gelen önermelerin doğruluk içerisinde anlamı söz konusudur. Peki, sanatta felsefi yaklaşım nasıl olur?

Felsefi Yaklaşım Unsurları

Halihazırda akla dayalı bir şekilde yapmakla beraber eleştirel bir bakışla düşünce sistemidir. Buna yönelik doğruluk ve gerçeklik kavramlarının peşinden gitmektir. Ancak burada önermeleri doğrulama yapılamayacağı gibi bir olgu üzerine inşa etme de pek mümkün değildir. Çünkü bilimsel testlerle ayrılan unsuru temelde budur.

Temel işlevleri analiz ve sentez olurken temelde ise özgün düşünceler bütünüdür. Bundan dolayı yargılama ya da ispat durumlarından bağımsız bir şekilde gelişir. Hemen her olayla ilgili herkesin felsefi bir yaklaşım sunması da önemlidir. Çünkü bu sayede kişinin bakış açısı gelişir ve düşünme hali ortaya çıkar.

Felsefi yaklaşımlara dair unsurların başında merak etme ve şüpheli davranma gelir. Bununla birlikte sorgulama sürecine girer. Ardından hayret etmeyle gelen tüm unsurlara bakış ise hep eleştireldir. Düşünme sırasında ise tutarlı olma, rasyonel ve sistemli bakış açısı önemli unsurlarıdır. Tüm bunları sağlayarak siz de felsefi yaklaşımla doğruluk gerçeklik kavramlarına göz atabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir