Bilgesiz Kalmak/ Muhammed Murat

Bir zil sesi ya da bağırmalar ile hemen zıplarım. Bir daha asla oturamam o ses varken kulaklarımda. Dışarıya çıkarken yine ceketimi giymeyi unuturum. Her seferinde üşümenin verdiği hazzı yaşarım. Aslında çok daha büyük bir haz değil ya neyse. Evet, itiraf etmeye çekiniyorum şu an. Sen, öyle gözlerime baktıkça daha da bir kötü oluyorum. Tamam, üşüyorum ve donmaktan beter oluyorum ceketsiz çıkınca. Öyle haz filan da aldığım yok. Ancak hayat bilgisi eğitimi almadığım ortaya çıktı diye üzülüyorum. Belki de bunu kırmak istiyorum kendimce.

Hayat Bilgisi

Akıllı insanların yalnız kalması daha iyidir belki. Daha sabırlı ve zararsız oluyor insan. 30 yaşına gelmiş birinin sokağa nasıl çıkması gerektiğini bilmemesi ne anlatır ki insana? Bilgesiz kalmak mıdır bu sence? Bir tercih olmadığı aşikar ama sebebini bulamıyorum. Neden diye sormanın getireceği cevaplarda çok daha yıkıcı olabiliyor. Bundan dolayı soramıyorum ve kendime. Sonrasında bir anda uzaklaşıyorum kendimden. Ceketsiz neden dolaşıyorum saatlerce karanlık sokaklarda. Seni mi arıyorum acaba? Yanımda olsaydın belki de üşümezdim. Hemen binerdik bir arabaya yine senin fikrinle. Ben veremiyorum böyle kararları. Yürümek mi cazip geliyor yoksa arabaya binmek mi işkence, pek bilmiyorum.

Seni Ararken Bilgesiz Kalmak

Seni ararken kayboluyorum sokakların arasında. Çünkü her girdiğim sokağın son sokak olduğunu hissediyorum. Artık buradasın hayaliyle belki de bitsin istiyorum bu sokak maratonu. Ancak bitmiyor ve devamında hafıza siliyor sokakların görüntüsünü. Ardından düşünmekten uzak bir insan oluyorum sokakların ortasında. O kadar çok bağırmak istiyorum ki sanki sen duyarsın diye. Sonrasında bir insan yaklaşıyor elinde bastonuyla. Senin evde beklediğini fısıldıyor kulağıma. Ona o kadar çok inanmak istiyorum ki içimden. Ancak biliyorum yalan bu sözler, hepsi yalan. Çünkü seni günlerce aradım ben evde. Bir daha dönmediğin o üç katlı evin her köşesine baktım ben.

Gözlerim yerinden çıkacak gibiydi seni ararken. Şimdi ise kalkmış bastonla bir adam yaklaşıp, evde bekliyor, diyor. Buna inanmamı beklemesin kimse. Ancak yine de acaba mı diyerek evin yolunu tutuyorum. Bir kez daha giriyorum kocaman kapısından bahçeli evimin. Ardından merdivenleri çıkarken yavaşlıyor adımlarım. Çünkü kokunu alamıyorum. Anlıyorum olmadığını burada ve bir kez daha dizlerimin üstüne çöküyorum. Bilgesiz kalmak zor geliyor artık bana. Yaşamak da istemiyor gönül, boş bir macera kavgasında. Odama geçip camdan dışarıya bakıyorum. Hayır, bakmak değil bu… Hala seni bekliyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir